Bugün Van Gogh Alive sergisini gezme fırsatım oldu. Öncelikle haftaiçi zaman bulabiliyorsanız gezmek çok rahat çünkü tenha. Haftasonu otoparka kadar kuyruk olduğunu duydum... Sergi salonuna girdiğinizde kapkaranlık dev bir oda ile karşılaşıyorsunuz. Bu karanlığın içerisinde farklı boyutlarda, kimi yerde dev, ışıklı ekranlarda Van Gogh'un çeşitli eserlerini görüyoruz. Bizlere klasik müzikler eşlik ediyor. Resimlerdeki yel değirmenlerinin hareketli olması, kuşların gerçekten uçması sizi tablonun içinde gibi hissettiriyor. Birkac ekranda da kedisinin yazdığı metinler bizlere onun düşünceleri ve ruh hali ile ilgili kopyalar veriyor. Sanatla, özellikle resimle çok ilgilenen bir kişi değilim. Yurtdışı seyahatlerinde ve okulda öğrendiklerimle yetinirim ama bugün sizlere birkaç yıldır profesyonel resim yapan teyzemden aldığım kopyalarla sergiyi gezerken sizlere yardımcı olabilecek bilgiler vereceğim.
Sergi belli bir sırada ilerliyor sanki. Eskizler, portreler, doğa vs. temaları sırasıyla çıkıyor karşımıza. Metinleri okuduğumuzda ressamın karamsar ruh halinin bazı resimlere yansıdığını görüyoruz. Resimleri izlerken koyu tonlardaki gökyüzüne dikkat edin. Tabloları bu kadar değerli yapan özelliklerden biri de "olgun renk"'lerin kullanılması. Olgun renk birden fazla rengin karıştırılmasından elde edilen renklere deniyor. Pek çok ressam direk tüpten sıktığı renklerle resim yaparmış. Van Gogh eserlerinde siyah saç, kar bile olgun renklerden oluşuyormuş. Bir de renklerin dağılımı var. Resimlerin hiçbirinin fonu beyaz değil, genelde çok canlı renkler. Bir ton sadece bir noktada değil tüm resme yayılmış durumda, bu şekilde bir uyum yakalanıyor. Kendisi de "Resimde renk, hayatta heyecan gibidir."ve "Geleceğin ressamı renkleri daha önce kimsenin yapmadığı gibi kullanan biri olacak." , "Birbirlerinin parlamasını sağlayan, birbirini tamamlayan, çiftler oluşturan renkler var." demiş.
Van Gogh resme tutkuyla bağlıymış. Kendi yazdığı metinlerde "Sıkıntıdan ölmektense tutkudan ölmeyi tercih ederim." demiş ve abisi Theo'ya yazdığı mektuplarda çok aç ve zayıf olduğunu çünkü yemek yiyerek harcadığı vakti resim yaparak kullanmayı tercih ettiğini yazmış. Ben özellikle doğa temalı olanları izlemekten çok keyif aldım, kendinizi ormanda gibi hissediyorsunuz....
Tabii ki Van Gogh için yapılan harika cupcake ve pastaların görüntülerini de aşağıda bulabilirsiniz...
Sergi belli bir sırada ilerliyor sanki. Eskizler, portreler, doğa vs. temaları sırasıyla çıkıyor karşımıza. Metinleri okuduğumuzda ressamın karamsar ruh halinin bazı resimlere yansıdığını görüyoruz. Resimleri izlerken koyu tonlardaki gökyüzüne dikkat edin. Tabloları bu kadar değerli yapan özelliklerden biri de "olgun renk"'lerin kullanılması. Olgun renk birden fazla rengin karıştırılmasından elde edilen renklere deniyor. Pek çok ressam direk tüpten sıktığı renklerle resim yaparmış. Van Gogh eserlerinde siyah saç, kar bile olgun renklerden oluşuyormuş. Bir de renklerin dağılımı var. Resimlerin hiçbirinin fonu beyaz değil, genelde çok canlı renkler. Bir ton sadece bir noktada değil tüm resme yayılmış durumda, bu şekilde bir uyum yakalanıyor. Kendisi de "Resimde renk, hayatta heyecan gibidir."ve "Geleceğin ressamı renkleri daha önce kimsenin yapmadığı gibi kullanan biri olacak." , "Birbirlerinin parlamasını sağlayan, birbirini tamamlayan, çiftler oluşturan renkler var." demiş.
Tabii ki Van Gogh için yapılan harika cupcake ve pastaların görüntülerini de aşağıda bulabilirsiniz...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder