Geçen cuma ani bir karar ile Bursa duraklı Uludağ gezisi yapmaya karar verdik. Akşamları ananede konaklayıp Bursa'nın lezzetlerinden tattık. Gündüzleri ise kayak için Uludağ'a çıktık. Burası cupcake'ler ile ilgili yazdığım bir blog ama bugün biraz yemeğe gireceğim. Bu noktada Maja ekibine sesleniyorum; " Bu sefer sanırım gerçekten cupcake'e bağlayamayacağım, kebap konseptli cupcake bulsam bile görüntüsü pek hoş olmaz sanırım ;)"
Cuma günü hareket sabah 06:00. Annemi de alarak yollara çıktık. Bursa'da ananem ile bir çay keyfinden sonra dağa çıktık. Kar bol, gökyüzü masmavi.. Kayak için süper bir kombinasyon yani.. Sucuk ekmek, sahlep, sıcak şarap keyfi molaları ile kas ağrıları içerisinde Bursa'ya geri döndük. Annem ve ananem ikilisini alarak meşhur Çiçek Izgara'nın yolunu tuttuk. 1963 yılından bu yana var olan, tertemiz bir restoran. Ananem ve annemin eski hatıraları eşliğinde kaşarlı köfte, piyaz ve tabiki Uludağ gazozumuzu içtik. Eskiden Bursa'da cumartesi günleri aileler gezmeye Çiçek Izgara'ya gelirmiş, hep tanıdık olurmuş müşteriler, oradan da sinemaya giderlermiş. Bir de çayı çok güzel olurmuş, yanına da sütlü tel kadayıf ile kayarken harcadığımız enerjiyi bir güzel geri aldık. :)
Cumartesi günü işler tersine döndü, bu sefer tipi şeklinde yağan kardan zor çıktık dağa. Pistler kapalıymış, biz de verdik kendimizi sucuk ekmeğe :) akşam yiyeceğimiz Bursa İskender'i düşünerek güyya midemizde yer bıraktık :)
Geldik meşhur Bursa İskender'e.... Hikaye, Mehmet oğlu Iskender Efendi'nin Bursa Kayhan'daki dükkanında kuzu etinin özel bölümlerinin farklı lezzetlerini bütün müşterilerine eşit dağılmasını sağlamak için çözüm aramasıyla başlar. Ve ardından et pişirme ustası bir aileden gelen Iskender Efendi, lezzetine doyulmaz bir yöntem bulur. Koyun ve kuzu etini sinir ve kemiklerden temizler, dikey olarak bir çubuk üzerinde üst üste yerleştirir ve dik bir ocağın önünde pişirir.
Uludağ yaylalarında kekikle beslenen koyun, kuzu etleri ve özel tereyağı ile hazırlanan kebabın lezzeti günden güne ün kazanmaya başlar.
İskender Efendi'nin üç erkek çocuğundan biri olan Cevat Iskenderoğlu 1930'lu yıllardan itibaren bugünkü Atatürk Caddesi, Teyyare Kültür Merkezi yanındaki köşe dükkanında mesleğine adadığı yaşamıyla bu geleneği devam ettirir.
O gün kayak yapıp kalori harcamadığımız halde Iskender'i bir güzel yiyip üzerine de dev Kemal Paşa tatlılarını yedik, bundan sonra rejim :)
Bu yazının sonlarına geldiğinizde karnınızın acıktığını tahmin edebiliyorum. Halbuki daha aşırı kaliteli kestane şekerinden bahsetmedim bile!!! :) Bursa'ya yakınlarda yolu düşmeyecekler için Bağdat Caddesi'nde bulunan Bursa Iskender'in şubesini öneriyorum..
Ve Maja'daki çalışma arkadaşlarıma inat kestaneli cupcake tarifimi paylaşıyorum! ;)
Kek için
66 gr kakao
118 gr kaynar su
108 gr zeytinyağı
4 yumurta, sarısı ve beyazı ayrılmış
2 yumurta beyazı
75 gr un
300 gr şeker
3 çay kaşığı kabartma tozu1/4 çay kaşığı tuz
1 çay kaşığı vanilya
Fırını 175 C'ye ayarlayın.
Kakao ve kaynar suyu iyice çırpın. Karışım oda sıcaklığına geldikten sonra yağ ve yumurta sarılarını ekleyin. Karışım pürüzsüz olana kadar çırpın, vanilya ekleyin.
Kuru malzemeleri karıştırın ve yarısını kakao karışımına ekleyin. Iyice karıştırın ve kalan kuru karışımı ekleyip tekrar çırpın. En son tüm yumurta beyazlarını ekleyip karışım yoğun bir çorba kıvamını alana kadar çırpın.
Karışımı kek kalıplarına bölüp 25-30 dakika pişirin.
Kestane mousse için
2 cup krema
1 cup kestane şekeri (Kafkas marka küçük poşetlerde markette satılıyor.)
Kestane şekerini püre haline getirin. Kremayı sertleşene kadar çırpın, kesta püresini dikkatlice ekleyin.
Çikolatalı cupcake'iniz soğuduktan sonra üzerine Kestane Mousse'unuzu sıkma torbası ile sıkın, üzerini kestane şekeri ile süsleyebilirsiniz...
http://www.majadavet.com/Default.aspx?tabid=182
Cuma günü hareket sabah 06:00. Annemi de alarak yollara çıktık. Bursa'da ananem ile bir çay keyfinden sonra dağa çıktık. Kar bol, gökyüzü masmavi.. Kayak için süper bir kombinasyon yani.. Sucuk ekmek, sahlep, sıcak şarap keyfi molaları ile kas ağrıları içerisinde Bursa'ya geri döndük. Annem ve ananem ikilisini alarak meşhur Çiçek Izgara'nın yolunu tuttuk. 1963 yılından bu yana var olan, tertemiz bir restoran. Ananem ve annemin eski hatıraları eşliğinde kaşarlı köfte, piyaz ve tabiki Uludağ gazozumuzu içtik. Eskiden Bursa'da cumartesi günleri aileler gezmeye Çiçek Izgara'ya gelirmiş, hep tanıdık olurmuş müşteriler, oradan da sinemaya giderlermiş. Bir de çayı çok güzel olurmuş, yanına da sütlü tel kadayıf ile kayarken harcadığımız enerjiyi bir güzel geri aldık. :)
Cumartesi günü işler tersine döndü, bu sefer tipi şeklinde yağan kardan zor çıktık dağa. Pistler kapalıymış, biz de verdik kendimizi sucuk ekmeğe :) akşam yiyeceğimiz Bursa İskender'i düşünerek güyya midemizde yer bıraktık :)
Geldik meşhur Bursa İskender'e.... Hikaye, Mehmet oğlu Iskender Efendi'nin Bursa Kayhan'daki dükkanında kuzu etinin özel bölümlerinin farklı lezzetlerini bütün müşterilerine eşit dağılmasını sağlamak için çözüm aramasıyla başlar. Ve ardından et pişirme ustası bir aileden gelen Iskender Efendi, lezzetine doyulmaz bir yöntem bulur. Koyun ve kuzu etini sinir ve kemiklerden temizler, dikey olarak bir çubuk üzerinde üst üste yerleştirir ve dik bir ocağın önünde pişirir.
Uludağ yaylalarında kekikle beslenen koyun, kuzu etleri ve özel tereyağı ile hazırlanan kebabın lezzeti günden güne ün kazanmaya başlar.
İskender Efendi'nin üç erkek çocuğundan biri olan Cevat Iskenderoğlu 1930'lu yıllardan itibaren bugünkü Atatürk Caddesi, Teyyare Kültür Merkezi yanındaki köşe dükkanında mesleğine adadığı yaşamıyla bu geleneği devam ettirir.
O gün kayak yapıp kalori harcamadığımız halde Iskender'i bir güzel yiyip üzerine de dev Kemal Paşa tatlılarını yedik, bundan sonra rejim :)
Ve Maja'daki çalışma arkadaşlarıma inat kestaneli cupcake tarifimi paylaşıyorum! ;)
Kek için
66 gr kakao
118 gr kaynar su
108 gr zeytinyağı
4 yumurta, sarısı ve beyazı ayrılmış
2 yumurta beyazı
75 gr un
300 gr şeker
3 çay kaşığı kabartma tozu1/4 çay kaşığı tuz
1 çay kaşığı vanilya
Fırını 175 C'ye ayarlayın.
Kakao ve kaynar suyu iyice çırpın. Karışım oda sıcaklığına geldikten sonra yağ ve yumurta sarılarını ekleyin. Karışım pürüzsüz olana kadar çırpın, vanilya ekleyin.
Kuru malzemeleri karıştırın ve yarısını kakao karışımına ekleyin. Iyice karıştırın ve kalan kuru karışımı ekleyip tekrar çırpın. En son tüm yumurta beyazlarını ekleyip karışım yoğun bir çorba kıvamını alana kadar çırpın.
Karışımı kek kalıplarına bölüp 25-30 dakika pişirin.
Kestane mousse için
2 cup krema
1 cup kestane şekeri (Kafkas marka küçük poşetlerde markette satılıyor.)
Kestane şekerini püre haline getirin. Kremayı sertleşene kadar çırpın, kesta püresini dikkatlice ekleyin.
Çikolatalı cupcake'iniz soğuduktan sonra üzerine Kestane Mousse'unuzu sıkma torbası ile sıkın, üzerini kestane şekeri ile süsleyebilirsiniz...
http://www.majadavet.com/Default.aspx?tabid=182
anne tarafından bursalı olarak bursaya gidiş tarihimi erkene alacağım bu posttan sonra:))....hımmm kestaneli cupcakete nefis görünüyor tadındanda eminim...teşekkürler paylaşım için...sevgiler
YanıtlaSilTarifi ve yaziyi begendiginize cok sevindim....
Sil